Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Dünyayı 5 üyenin dudakları arasına sıkıştırmayalım” “Biden’la F-16 konusunu görüştük” “AB üyesi ülkeler her zaman…
– Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Dünyayı 5 üyenin dudakları arasına sıkıştırmayalım”
“Biden’la F-16 konusunu görüştük”
“AB üyesi ülkeler 50 yıldır dikkatimizi hep oyaladı”
YENİ DELHİ – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dünya beşten büyük olduğuna göre, hepsi daimi üye olarak bu işin tadını çıkarsınlar. Dünyayı 5 üyenin dudakları arasına sıkıştırmayalım. Şu anda Birleşmiş Milletler’de yer alan ülkeler, Kalıcı-geçici ayrımına tabi tutulduğunu belirterek, “Daimi üye olursa tüm dünyanın bundan memnun olacağına inanıyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de düzenlenen 18. G20 Liderler Zirvesi’nin sona ermesinin ardından basın toplantısı düzenledi. Fas’ta meydana gelen depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifa dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 ay önce asrın felaketini yaşayan bir ülke olarak Faslı kardeşlerimizin yardımına hazırız. Tüm kaynaklarımızla 18. G20 Liderler Zirvesi’ne Hindistan ev sahipliği yapacak.” “Tamamladık. Bu vesileyle Hindistan’ı dönem başkanlığını başarıyla yerine getirdiği için şahsım ve milletim adına tebrik etmek istiyorum. Misafirperverliğinden dolayı başta Başbakan Sayın Modi olmak üzere emeği geçen herkese minnettarım. bana, eşime ve heyetime gösterdiler” dedi.
Bu yılki zirvenin temasının “Tek Dünya, Tek Aile ve Tek Gelecek” olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirve oturumlarının ilkinde gezegenin karşı karşıya olduğu çevre sorunlarını ele aldıklarını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve üçlü gezegen krizinin etkilerinin giderek daha fazla hissedildiğini, bunun yıkıcı sonuçlarını orman yangınlarından sellere, kuraklıktan kuraklığa kadar çok çeşitli alanlarda gördüklerini anlattı. ısınmaya.
“2053 net sıfır emisyon hedefimiz doğrultusunda 2030 yılına kadar emisyon azaltım hedefimizi iki katına çıkardık.”
Özellikle sera gazı emisyonlarında Türkiye’nin sorumluluğunun oldukça düşük olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna rağmen dünyanın ve insanlığın ortak geleceğini ilgilendiren bu hayati konuda Türkiye olarak sorumluluk aldıklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2053 net sıfır emisyon” ve “yeşil kalkınma” hedefleriyle Paris İklim Anlaşması’na en önemli katkıyı sağlayan ülkeler arasında yer aldıklarını belirterek, “Hem yenilenebilir enerji hem de nükleer enerji alanında önemli adımlar atıyoruz. ve hidrojen yatırımları. Yenilenebilir enerji konseyi güç açısından Avrupa’nın 5’i arasında yer alıyor.” Dünyanın 12’nci incisiyiz. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanında attığımız adımlarla yılda 90 milyon ton karbon eşdeğeri sera gazı emisyonunun önüne geçildi. ‘2053 yılına kadar net sıfır emisyon’ hedefimiz doğrultusunda 2030 yılına kadar emisyon azaltım hedefimizi iki katına çıkardık. Çölleşme ve erozyonla mücadele ediyoruz “Dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz. Daha yeşil, daha yeşil bir dünya için çalışıyoruz, Geniş bir alanda hayata geçirdiğimiz projelerle daha temiz, daha yaşanabilir Türkiye ve dünya” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde hayata geçirilen Sıfır Atık Projesi’nin bu süreçte bir dönüm noktası olduğunu anlatarak, “Dünya Ortak Evimiz” sloganıyla yürütülen projenin bir dönüm noktası olduğunu söyledi. 3’ü Birleşmiş Milletler ofisleri ve programlarından olmak üzere 5 uluslararası ödüle layık görüldü.
“Gelişmekte olan ülkelere finansman ve teknoloji transferinin artırılmasına dikkat çektik”
Sıfır Atık Projesi’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla küresel bir harekete dönüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kararla 30 Mart ‘Uluslararası Sıfır Atık Günü’ ilan edildi. Teklifimiz sayesinde, G20 bildirgesinde sıfır atık girişimlerinin değeri. Zirvenin ilk oturumunda, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında yükün adil bir şekilde paylaşılmasının önemini vurguladık. Gelişmekte olan ülkelere finansmanın ve teknoloji transferinin artırılmasının önemine de dikkat çektik.”
Bundan sonra da dünyayı korumak için çalışmaya devam edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek Aile başlıklı ikinci oturumda kimsenin geride kalmaması ve dolayısıyla küresel dayanışmanın güçlendirilmesi yönündeki çabalarımızı aktardık. Mülteciler ve yerinden edilmiş kişiler kendi ülkelerine isteyerek, güvenli ve onurlu bir şekilde geri gönderilebilir.” “Geri dönüşleri için yapılması gerekenleri konuştuk” dedi.
“Bir tarafta 735 milyon insan açlıkla boğuşuyor, diğer tarafta lüks, gösteriş ve israf kol geziyorsa burada çok önemli bir sorun var demektir.”
“İnancımız, kültürümüz, kökenimiz ne olursa olsun, hepimiz 8 milyarlık büyük insanlık ailesinin birer ferdiyiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Bazı çocuklar ekmek ve su bulamadığı için ölüyor, onbinlerce umut yolcusu Her yıl çöllerde can veren denizlerimiz hızla büyük bir mülteci mezarlığına dönüşüyor.” Milyonlarca insanın savaşlar ve çatışmalar nedeniyle evlerini terk ettiği, tüm söylemlere rağmen insan hayatının giderek değersizleştiği, yürek parçalayan trajedilerin yaşandığı bir dünyada hiçbirimiz güvende hissedemeyiz. Bir tarafta 735 milyon insan açlıkla mücadele ederken, diğer tarafta lüks, gösteriş ve lüks var. “Eğer çöpe gittiyse burada çok önemli bir sorun var demektir” dedi.
“Türkiye olarak bu haksızlıklara karşı çıkıyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen noktada Afrika’dan Asya’ya milyarlarca insanın bir avuç seçkinin zevki ve refahı için çok kötü şartlarda çalıştığını, ter döktüğünü kaydederek, “Bu ne adildir, ne insani, ne de vicdani. Sorunlarımız kaynak kıtlığı değil, şefkat eksikliğidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak bu haksızlıklara karşı çıktıklarını vurgulayarak, “Daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Milli gelirle orantılı olarak dünyada en çok yardım yapan ülkeyiz. 4’ten fazla yardıma destek veriyoruz” dedi. milyon mazlum ve mağdur insan ülkemize sığındı. Suriye’nin kuzeyini terör örgütlerinden temizleyerek bu bölgeyi “Kardeş ülkelerin desteğiyle kalıcı konutlar inşa ederek, eğitimden güvenliğe her alandaki ihtiyaçları karşılayarak, İnsanları kaynağında göç etmeye zorlayan temel nedenler” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar 600 bine yakın Suriyelinin güvenli, gönüllü ve insan onuruna yakışır bir şekilde ülkelerine döndüğünü, projelerin hayata geçmesiyle bu sayının daha da artacağını ifade etti.
“Uluslararası pazarlara 33 milyon ton tahıl ulaştırıldı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1,5 yıldır devam eden ve yüz binlerce insanın hayatına mal olan Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sona erdirilmesi için yoğun çaba sarf ettiklerini söyledi. Tarafları aynı masa etrafında buluşturan İstanbul sürecinden, esir değişimine ve Karadeniz Atılımına kadar pek çok diplomatik hamleye imza attıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Karadeniz Atılımı çerçevesinde 33 milyon ton ihracat gerçekleştirilecek. Tahılın uluslararası pazarlara ulaştırılması sağlandı. Girişim sayesinde gıda krizinin daha da derinleşmesinin önüne geçtik.” “Kişisel temaslarımız sonucunda girişim 3 kez uzatıldı. Hafta başında Pazartesi günü Sayın Putin’in daveti üzerine Soçi’ye yaptığım ziyarette bu konuyu kendisi ile bir kez daha detaylı olarak görüştük.” söz konusu.
“Karadeniz’de barışı bozacak her türlü adımdan kaçınılması gerektiğine inanıyoruz.”
Rusya-Katar ve Türkiye’nin, 1 milyon ton tahılın işlenip gıda sıkıntısı çeken Afrika ülkelerine ulaştırılmasına önem verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu birlikte çalışarak başaracağız. Rusya’yı tahıl konusunda dışlayan bir süreç.” Karadeniz’de bölgede barışı bozacak ve gerilimi tırmandıracak her türlü adımdan kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz. Montrö’yü titizlikle uygulayarak ve taraflarla daima diyalog halinde kalarak, buna izin vermedik. Şu ana kadar böyle bir durum var. Küresel gıda güvenliğine katkı sağlamak amacıyla Gıda Güvenliği Çalışma Grubu’nu yakın zamanda toplayacağız. “Hem Rusya, Ukrayna, Birleşmiş Milletler hem de uluslararası toplumla yakın temas halinde olmaya devam edeceğiz. Ülkemizin tüm bu çabaları zirve deklarasyonunda hakkıyla dile getirildi” dedi.
Zirvede ayrıca Afrika Birliği’nin G20’ye kalıcı üyelik talebinin Türkiye’nin güçlü desteğiyle karara bağlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afrika Birliği şahsında tüm Afrikalı kardeşlerimizin G20’ye üye olmasını diliyorum. faydalı olmasını diliyorum ve onları aramıza davet ediyorum.”
“Müslümanları ve mültecileri hedef alan saldırılar hoşgörü sınırlarını aşmıştır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “tek dünya, tek aile, tek gelecek” idealine en büyük zararın veba gibi yayılan İslamofobi ve yabancı düşmanlığından kaynaklandığını belirtti. Müslümanları ve mültecileri hedef alan baskınların bazı Batılı ülkelerde hoşgörü sınırlarını aştığını, bazı yerlerde ise nefret çılgınlığına dönüştüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Demokrasiyi ve insan haklarını savunan birçok ülke maalesef üç oynuyor. Bu barbarlık karşısında maymunlar, Kur’an polis koruması altında.” Kur’an-ı Kerim’i yakmak düşünce özgürlüğü değil, çok açık bir provokasyondur, nefret suçudur. Kimse bizden buna sessiz kalmamızı, tepkisiz kalmamızı bekleyemez. İnsanlığın ortak geleceği adına İslam düşmanlığının arttığı tüm ülkelerin artık bu konuda daha kararlı politikalar izlemesi gerektiğine inanıyorum. Mevzuatta bir boşluk varsa bunun giderilmesi gerekiyor. “Yasa gerekiyorsa süratle yapılmalı. Uluslararası toplumun sorumlu bir üyesi olarak, ‘Dost acı konuşur’ ilkesinden yola çıkarak gerçekleri açıkça söylemeyi görevimiz olarak görüyoruz. Bu konuyu başta Birleşmiş Milletler olmak üzere üyesi olduğumuz platformlarda gündeme getiriyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Mart’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından “Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü” olarak kabul edilmesine katkı sağladıklarını kaydederek, “Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırılara ilişkin hem İnsan Hakları Konseyi’nin hem de Genel Kurul’un kararları önemlidir. “Bazı ülkelerin bu eylemlere karşı çeşitli idari ve hukuki tedbirler aldığını görüyoruz ve bundan memnuniyet duyuyoruz. Ülkemizin öneri ve çabalarıyla kutsal kitaplara yönelik saldırı G20 deklarasyonunda da kınandı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insani değerleri savunan, insan hak ve özgürlüklerine değer veren, farklı inanç mensuplarının barış içinde yaşayabileceğine inanan herkesi Türkiye’nin çabalarına destek olmaya çağırdığını belirtti.
“İlk olarak Hindistan’la ekonomi“Birçok alanda ciddi potansiyelimiz var”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl MIKTA’nın 10’uncu yıl dönümünün kutlandığını belirterek, “Endonezya’nın dönem başkanlığı döneminde liderler olarak MIKTA’nın son 10 yılını ve geleceğe yönelik planlarımızı gözden geçirdik. Ziyaretim kapsamında Sayın Başbakan ile ikili görüşme gerçekleştirdik. Hindistan Başbakanı Modi.” “Güney Asya’daki en büyük ticaret ortağımız olan Hindistan ile ekonomi başta olmak üzere birçok alanda ciddi potansiyelimiz var” dedi.
Özellikle geride kalan seçim belirsizliğiyle birlikte bu potansiyeli en üst düzeyde hayata geçirme fırsatına sahip olduğumuza inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yüzde 90’lık rekor bir katılımla gerçekleştirilen 14-28 Mayıs seçimleri bunu teyit etti. Hem Türk demokrasisinin gücü hem de milletimizin hükümetimize olan güveni.Attığımız her adımda “Bu adımla bu güveni daha da pekiştirmiş oluyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çarşamba günü kamuoyuyla paylaştıkları Orta Vadeli Programın yurt içinde ve yurt dışında takdirle karşılandığını gördüklerini belirterek, “Dünya Bankası’nın yaptığı açıklama, Türk ekonomisine duyulan güvenin bir göstergesidir. Dünya Bankası Grubu, 17 milyar dolarlık yatırım paketinin üzerine 18 milyar dolarlık yatırım yaptı.” “Yeni bir yatırım paketi eklendi. Böylece bankanın Türkiye’de önümüzdeki 3 yılda planladığı yatırımların büyüklüğü 35 milyar dolara ulaşacak. Ülkemize yönelik ön yargılar kırıldıkça Dünya Bankası’na yeni kurumlar eklenecek. Hep birlikte” Ekonomimizdeki başarılarla birlikte uluslararası yatırımların daha da arttığını göreceğiz.” söz konusu.
6 Şubat depreminin yaralarını hızla sararken Türkiye Yüzyılı hedeflerinden asla kopmayacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinin diğer konuların yanı sıra büyüyen ve güçlenen Türkiye gerçeğinin daha iyi anlaşılmasına vesile olduğunu söyledi.
İki gün süren zirvede, zirvenin ev sahibi Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile birlikte çok sayıda ikili görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: Mohammed Bin Zayed Al Nahyan, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, Federal Başbakan Almanya Cumhuriyeti Olaf Scholz, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdülaziz El Suud, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Dünya Bankası Lideri Ajay Banga ile oldukça verimli görüşmeler yaptığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gün boyunca gerçekleştirdikleri istişarelerin hayırlara vesile olmasını diledi. Hindistan Cumhurbaşkanlığı’na şükranlarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, görevi devralan Brezilya’ya da başarılar diledi.
“Bu projeyi hızla hayata geçirmeye çalışıyoruz”
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öncelikle bu koridorla ilgili çalışmalarımızda Körfez ülkeleri de buna dahil, Irak da buna dahil, böyle bir hattın açılmasıyla birlikte öncelikle Körfez ülkeleri de buna dahil oluyor” dedi. Körfez, Türkiye üzerinden Basra’dan Körfez’e aktarılacak.” Onu Avrupa’ya bağlayan bir koridor oluşturulacak. Başta Birleşik Arap Emirlikleri, Irak ve Türkiye olmak üzere bu koridor konusunda hassasiyet gösteriyoruz ve bu projeyi hızlı bir şekilde hayata geçirmeye çalışıyoruz. Şu anda Dışişleri Bakanlarımız ve Ulaştırma Bakanlarımız birlikte çalışıyor ve birkaç ay içinde bunu gerçekleştirecekler. Bunu hayata geçirmek için çaba göstereceğiz dedi.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’la görüşmesine ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, ağırlıklı olarak Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin geleceğine yönelik hangi adımların atılacağı üzerinde yoğunlaştıklarını, siyasi, ekonomik ve kültürel birçok konuyu ele aldıklarını ifade etti.
“Bölgeyi sakinliğe davet etmekten başka çaremiz yok”
Ermenistan-Azerbaycan sınırındaki son duruma ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Sayın İlham Aliyev’le de bu konuyla ilgili bir görüşmem oldu. Bu görüşmeden sonra muhtemelen Sayın Paşinyan’la da bir görüşmem olacak ( Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan) yarın. Bölgeyi sükûnete çağırmaktan başka seçeneğimiz yok. Ancak burada, özellikle Hankendi ve Karabağ’da atılan bu adımlar doğru adımlar değil. Bunu kabul etmek mümkün değil. Aslında Avrupa Birliği üyesi ülkeler bunu kabul etmiyor. Charles Michel ve (AB Konseyi Başkanı) ile yaptığım görüşmede onların bu gelişmelere olumlu yaklaşmadıklarını gördüm. Tabii biz de buna olumlu bakmıyoruz. yarınki toplantımızda Sayın Paşinyan’dan bu konuda uyarıda bulunmasını ve böyle bir seçimi kabul etmenin mümkün olmadığını anlatmasını isteyeceğiz. Şu ana kadar görüştüğümüz tüm dost, Batılı ülkeler vb. böyle bir tercihi kabul etmiyor. ‘Bu mümkün değil. ‘Kabul edilebilir bir tercih değil’ diyorlar” dedi.
Yoksullukla mücadelede, özellikle Afrika ülkelerine yönelik adımlarımızı atmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’dan tahıl sevkiyatına ilişkin eleştirilere ilişkin bir soru üzerine, “Açıkçası bu eleştirilere katılmıyorum. Çünkü Rusya, bugüne kadar Karadeniz koridorundan 33 milyon ton tahıl ithal etti. Ancak” dedi. Burada bir gerçek var ki bunun yüzde 44’ü Batı’dan geliyor.” Bunun yüzde 14’ü bize geldi. Bunun yüzde 14’ü Afrika ülkelerine gitti. Sayın Putin’in buradaki ısrarı, ‘Batı bize verdiği sözleri tutmadı’ diyor. ‘Bu tahılı bedava verelim. Türkiye olarak un haline getiriyorsunuz. “Katar’ı yanımıza alalım. Bu durumda bu tahılı fakir Afrika ülkelerine gönderelim” diyor. Sayın Putin, Pazartesi günkü son toplantımızda ısrarla şunu vurguladı: “Bu tahılı fakir ülkelere bedava göndermeye hazırım.” Biz de aynı şekilde düşünüyoruz. Katar da aynı şekilde düşünüyor. Dolayısıyla biz bu sürecin yürütülmesinden yanayız. Bu konuda Sayın Putin şimdilik 1 milyon ton kabul etti. Burada Sayın Lavrov’la görüşmemde tekrar dile getirdim, ‘1 milyon tonu böyle bırakmayalım. Bunu tekrar artırmaya çalışalım. Çünkü gerçekten fakir Afrika ülkeleri buraya bakıyor. ‘Rusya’dan ne kadar tahıl geliyor?’ gibi. ‘Bunu düşünelim.’ dediler. Telefon diplomasisi yoluyla da olsa çalışmaya devam edeceğiz. Dışişleri Bakanım bu süreci doğrudan takip edecek. Çünkü yoksullukla mücadelede, özellikle Afrika ülkeleri için bu adımları atmaya devam edeceğiz.”
“Tahıl koridorunun tekrar işler hale gelmesi konusunda umutsuz değilim, bu süreç yeniden başlayabilir.”
Soçi ziyaretini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Putin’in tahıl anlaşmasıyla ilgili iki talebinden bahsettiniz. BM’nin bu konuda çalışmalar yapacağını söylediniz. Söz konusu çalışmalarla ilgili Sayın Guterres ile burada görüşme imkanınız oldu mu? Tahıl koridorunun geleceğini nasıl görüyorsunuz?” “Tahıl koridorunun tekrar işler hale gelmesi konusunda ümitsiz değilim, bu süreç yeniden başlayabilir. Ancak Guterres’in bir mektubu var. Bu mektubu güncelleyerek ikinci bir mektup göndermemiz konusunda kendisinden bir talebimiz olacak. Yeni bir gelişme” hem sigorta hem de Swift sorunlarına ilişkin güncellemeleriyle burada.” “Olabilir. Bunun da takipçisi olacağız” dedi.
Afrika Birliği’nin G20 üyesi olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bunu adil bir dünya için atılmış bir adım olarak görüyor musunuz?” diye sordu. Soruya yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açıkçası bu gelişmeler bence olumlu ve güzel gelişmeler. Afrika’nın bu şekilde üyeliğinin bu süreci daha da canlandırdığını düşünüyorum. Bu konudaki kabul büyük alkışlarla karşılandı.” Bu da “Tabii ki bizi de heyecanlandırdı” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecekte ilgili ülkelerin Afrika’yla ilişkilerini çok daha dikkatli ve hassas bir şekilde yürüteceklerini düşündüğünü, dileklerinin ilişkilerin daha da canlı hale getirilmesi ve bu sürecin canlı tutulması olduğunu ifade etti.
Biden’la F-16 teması
Zirvede ABD Lideri Joe Biden ile F-16 konusunda herhangi bir temasının olup olmadığı yönündeki soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Biden ile gündelik bir görüşmemiz oldu. Orada F-16 konusunu da görüştük. Maalesef arkadaşlar konuyu anlıyorlar.” F-16 meselesinde iş var.” ‘İsveç aynı zamanda İsveç’tir’ diyorlar. Bu tür yaklaşımlar artık bizi ciddi anlamda üzüyor. Böyle söylendiğinde bir cevabım var. Herşeyde kongre ve kongre diyorsunuz. Benim de kongrem var. Kongrem nerede? Türkiye Büyük Millet Meclisi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden böyle bir karar çıkmadığı sürece ‘evet’ demem mümkün değil. Kendi başıma karar verebilecek bir noktada değilim. Parlamentomdan geçmesi gerekiyor. İsveç üzerine düşeni yapmalı. Tabii görevini yerine getirmediği sürece. “Meclisimin kararını beklemek zorundayım” dedi.
Putin ve Xi zirveye katılmıyor
Zirveye Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in katılmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İkili görüşmelerde bu konu gündeme geldi mi? İki başkanın yokluğu zirveye nasıl yansıdı? Katılacağımızı düşünüyor musunuz?” Bir sonraki G20 Zirvesi’nde bu iki lideri görecek misiniz?” Zirvede her iki lideri temsilen Dışişleri Bakanlarının da bulunduğu sorusunu yanıtladı.
Çin Başbakanı Li Qiang ve Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüşmediğini, ancak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile uzun bir görüşme yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Pazartesi günü Soçi’de zaten konuyla ve Rusya’nın tutumuyla ilgili toplantılarımız vardı. Burada “Biz de bu toplantıları yaptık. Elbette Xi Jinping’in burada olması uygun olur ama kendilerini temsil etmesi için başbakanı gönderdiler. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bulunacağız. Pek çok lider şüphesiz yine orada olacak. Onlardan gelenlerle mutlaka detaylı görüşmeler yapacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetin boşlukları kabul etmeyeceğini, siyasette de bu boşluklara izin vermeyeceklerini belirtti.
“(Türkiye-BAE) İlişkilerimiz şu anda güçlü bir konumda”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu aşamada Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? BAE, Orta Doğu, Avrupa ve Hindistan arasındaki ekonomik koridorun gelişmesine nasıl katkı sağladı?” sorusuna yanıt olarak, özellikle BAE, Suudi Arabistan, Irak ve Türkiye’nin de dahil olduğu Orta Doğu’ya ilişkin koridor çalışmasında bu çalışmayı birlikte yürüteceklerini ifade etti. Bu konuda vakit kaybetmeye tahammülleri olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna hızla devam edeceklerini ifade etti.
Son Körfez gezisinde değeri 50 milyar doların üzerinde 13 anlaşmaya imza attıklarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu 13 anlaşmayla Birleşik Arap Emirlikleri ile Türkiye arasındaki iş birliği çok daha güçlü bir noktaya taşındı, çok daha farklı bir noktaya ulaştı. Burada da Muhammed Bin Zayed’in “Yine derinlemesine ikili bir görüşme gerçekleştirdik. Bu toplantılarımıza bundan sonra da hem bakan arkadaşlarımızla hem de şahsımla devam edeceğiz. İlişkilerimiz şu anda güçlü bir konumda” dedi.
“Deprem mağdurlarının bir an önce evlerine dönebilmeleri için çalışmalarımızı son derece yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.”
Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen bölgelerdeki son duruma ilişkin soruyu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öncelikle depremzedelerin bir an önce evlerine kavuşabilmeleri için deprem bölgesinde çalışmalarımızı çok yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Hedefimiz köy evlerini ve normal evleri 1-2 yıl içinde tamamlamaktır.” Şu anda ilgili Bakan arkadaşım TOKİ ekipleriyle bu çalışmaları sürdürüyor. Bu konutları dikey mimariden ziyade yatay mimariyle inşa edeceğiz” dedi.
Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru ile ilgili bir soruya yanıt veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bildiğiniz gibi ‘Bir Nesil Tek Yol’ Çin’in bir projesiydi. Çin bu projeyi takip ediyor, devam ediyor ama diğeri de şu anda devam ediyor.” Çoğunlukla Körfez ülkeleri ve bizimkiler tarafından da benimsendi.” İçinde bulunduğumuz Türkiye, Irak, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri hep birlikte attığımız bir adımdır. Umuyorum ki bunların hepsi tarihteki İpek Yolu ile koordineli bir adımdır. Bundan en iyi sonucu almak için kararlı olmamız ve çalışmamız gerekiyor. Hem altyapı hem altyapı konusunda çalışmamız lazım. “Üstyapı çalışmalarına da devam etmemiz gerekiyor. Bunları yaparsak kısa sürede sonuç alacağımıza inanıyorum” dedi.
Ev sahibi Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin Rusya-Ukrayna Savaşı’nda barışı sağlamak için attığı adımlara ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin çabasının karşılığını alacağını, kendisine göre Modi’nin bazı adımlar attığını ifade etti. Bu alandaki adımlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de bu alanda adımlar attığını hatırlatarak, “Pazartesi günü Soçi’de olduğumu, Soçi’de heyetler arası görüşmeler yaptığımızı, Sayın Putin’le ikili görüşme yaptığımı söyledim. Bütün bunlar şu şekilde. Eğer Rusya ile Ukrayna arasındaki bu savaşı durdurabilirsek.” “Buna nasıl son verebiliriz ve bölgeyi yeniden barış bölgesi haline getirebiliriz? Bu bizim sorunumuzdur” dedi.
“AB üyesi ülkeler 50 yıldır dikkatimizi hep oyaladı”
Gazetecilere Türkiye’nin AB’ye katılım perspektifinin sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Michel’le şimdi ne konuşacaksınız? AB’yi tartışacaksınız. Konuştuk ama Sayın Michel’in tek başına karar alma yetkisi yok. Elbette tüm AB üyesi ülkelerle de görüşüp bir karar verecek.” “Karar vermekte zorlanıyorlar. AB ülkeleri bizi 50 yıldır hep oyaladılar, bugün oyalıyorlar, hala oyalamaya devam ediyorlar. Oyalasalar da oyalamasalar da Türkiye Türkiye’dir, yolumuza devam edeceğiz. bir şekilde” dedi.
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oleg Nikolenko’nun, G20 Nihai Deklarasyonu’ndan memnun olmadığını söylediği hatırlatıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kendisine tekrar sormamız lazım. Bunun gurur duyulacak bir deklarasyon olduğuna inandık ve bu deklarasyona gönül borcumuzu koyduk” dedi. Altına imzalar atılsın, hayırlı olsun.”
“Dünyayı 5 üyenin dudakları arasına sokmayalım”
Hindistan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki amacı sorulduğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Orada Hindistan gibi bir ülkenin olmasından gurur duyuyoruz ama bildiğiniz gibi dünya 5’ten büyüktür. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ dediğimizde, ‘ derken sadece ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa’yı dahil ediyoruz.” Biz 5 ülkeye sahip olmak istemiyoruz. Şu anda hem daimi üyeler hem daimi olmayan üyeler, bunlar 5+15 olduğuna göre hepsi burada daimi üye olsun diyoruz, dönüşümlü olsunlar ve şu anda Birleşmiş Milletler’in 195 üyesinin tamamının daimi üyesi olalım diyoruz. dünya. , dönüşümlü olarak. Madem dünya beşten büyük, hepsi daimi üye olarak bu nimetin tadını çıkarsınlar. Dünyayı 5 üyenin dudakları arasına sıkıştırmayalım. Şu anda Birleşmiş Milletler’e üye olan ülkelerin daimi-geçici ayrımına maruz kalmadan daimi üye olmaları halinde bu mümkün olacaktır diye düşünüyorum. “Bütün dünya bundan memnun olacak” dedi.