Kemal Kılıçdaroğlu Sivas’ta: “Sivas Demir Çelik Fabrikasını millileştireceğim. Orada binlerce Sivaslı çalışacak”
Haber: EMRE SERCAN IKE – Kamera: FATİH NAZIM EFE
Millet İttifakı Başkan Adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, sivasvatandaşlara seslenirken” sivas Demir Çelik Fabrikasını millileştireceğim. Orada binlerce personel çalışacak, binlerce Sivaslı. 22 yıldır yapmadılar. Yapamazlar. Seni düşünmüyorlar, çocuklarını düşünmüyorlar. Herkes nerede? İstanbul’a gidiyor. Ankara’ya, İzmir’e gider; ‘Acaba asgari ücretle iş bulabilir miyim’. Neden arkadaşlar? Burası babamın arazisi. Burada çalışın, burada istihdam yaratın. Burası bizim toprağımız değil mi? Yapamadılar. Kemal Bey o fabrikayı 6 ay sonra millileştirecek ve Sivaslılara tahsis edecek” dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu bugün Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte. sivasKılıçdaroğlu mitingde düzenlediği mitingde şunları söyledi:
” sivas değişime hazır mısınız? Terine değer vermeye hazır mı? Herkesin kazandığı, her evde huzurun olduğu bir ortama hazır mı? Kemal Bey de hazır. Birlikte yapacağız. Beraber yapacağız ama Sivaslı kardeşlerime soracağım bazı sorular var.
“SİVAS DEMİR ÇELİK FABRİKASINI Kamulaştıracağım. BİNLERCE İŞÇİ ORADA ÇALIŞACAK”
Bir dönem sivas , eskiden 14 milletvekili çıkardı, şimdi 5 milletvekili neden? Sivaslı kardeşlerimi hiç düşündünüz mü? Ha sivas Cumhuriyetin temellerinin atıldığı bir şehir. Anadolu’nun kalbinde. Verimli topraklara sahiptir. Cumhuriyet döneminde yapılan büyük ve güzel yatırımlar var. Burası bir anlamda Türkiye’de demiryolunun merkeziydi. 14 milletvekili ne oldu? sivas , şimdi 5 milletvekili çıkarabilecek mi? Bu soruyu her vicdanlı arkadaşıma soruyorum. Neden biliyor musun? Bırak anlatayım. Her neyse sivas , oylar kısmen çantada. Efendim fabrika yapsak da kurmasak da demir çelik satsak da oylar çantada zaten. Bize oy veriyorlar, önemli değil.’ Sen değerli bir şehirsin. Sen güzel bir şehirsin. Sivas coğrafyası sıradan bir coğrafya değildir. sana bir sözüm var Göreceksin. Sivas Demir Çelik Fabrikasını millileştireceğim. Orada binlerce işçi çalışacak, binlerce Sivaslı.
“M. KEMAL ALTI AY İÇİNDE O fabrikayı kamulaştırıp Sivaslılara tahsis edecek”
22 yıldır yapmadılar. Yapamazlar. Seni düşünmüyorlar, çocuklarını düşünmüyorlar. Herkes nerede? İstanbul’a gidiyor. Ankara’ya, İzmir’e gider; ‘Acaba temel bir fiyata iş bulabilir miyim’. Neden arkadaşlar? Burası babamın arazisi. Burada çalışın, burada istihdam yaratın. Burası bizim toprağımız değil mi? Yapamadılar. Kemal Bey o fabrikayı altı ay içinde kamulaştıracak ve Sivaslılara tahsis edecektir. Göreceksin.
“SİVASLI SANAYİCİSİ VE YATIRIMCILARINA SÖZ VERİYORUM. TÜM TEŞVİKLER TÜM SİVAS’I KAPSAYACAK”
Ayrımcılık benim kitabımda yok. İnsan insandır; Başımda yeri var. Fikri ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun kafamda yeri var. İnsanlara saygı duyuyorum ve onların kaygılarıyla nasıl başa çıkacağımı biliyorum. Bu nedenle ayrımcılığa karşı durmalıyız. Ayrımcılık sadece bağda değil insanlığın ortasında, yatırım yapıyorsanız orada da ayrımcılık yapılmamalı. Sanayi bölgesi var, yeni açılan sanayi bölgesi var, iki sanayi bölgesinin ortasında teşvikler farklı. Neden farklı? Çünkü ‘önce yatırım yapanı cezalandıracağız, sonra yatırım yapanı ödüllendireceğiz’ diyorlar. Devlet yönetiminde böyle bir anlayış yoktur. Devlet adaletle yönetilir. Devlet liyakatle yönetilir. Aksi takdirde bu tür farklı kararlar ve rahatsız edici uygulamalar ortaya çıkacaktır. Sözünü Sivaslı sanayici ve yatırımcısına veriyorum. Tüm teşvikler Sivas’ın tamamını kapsayacak.
“TÜRKİYE DÜNYA İLE YARIŞACAK. DÜNYANIN İŞSİZLİK DEPOSU OLMAYACAK, GÖÇMEN DEPOSU OLMAYACAK”
Geniş, şirin bir coğrafya… Bereketli topraklara sahip. veya arkadaş; Neden buğday, arpa, yulaf ve canlı hayvan ithal ediyoruz? Nereden? Dünya mı, insanlar mı? Orada. Üreticiyi, çiftçiyi neden gücendirdik? Barışacağım, barışacağım. Yurt dışından değil; Burada üretecek insanımız, burada kazanacak insanımız. Her şeyi üreteceğiz. Türkiye dünya ile rekabet edecek. Dünya işsizlik deposu olmayacak, burası göçmen deposu olmayacak. Burası dünyanın çöplüğü değil. Türkiye Cumhuriyeti; Bilgi, birikim ve gelişme ile dünya ile yarışan bir ülke haline gelecektir. Buna söz veriyorum.
“TAAŞERON İŞÇİLERİNE DE PERSONEL VERECEĞİZ”
Bu sözleşmeli işçi belası hala bitmedi. Tüm taşeron personele yaklaşık 150 bin taşeron personel var, onlara ekip verilmedi. Bu kardeşiniz adaletten yanadır. Taşeron işçilere de ekip vereceğiz. Onlar da evlerinde huzurlu… Başlayacaklar, kazanacaklar, üretecekler ve size iş garantisi olarak hizmet edecekler. İnsanları koru ki devleti ayakta tutabilesin. İnsanları koruyacağız, merak etmeyin.
“CUMHURİYETİN 100. YILINDA 100 BİN ÖĞRETMEN ATAYACAĞIZ”
Bunu unutma; Köy okullarını yeniden açacağız. Bütün köylerde öğretmenlerimiz olacak. Bütün köylerde okullar açacağız. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Köyler boş. Baba oğlunu okutmak için köyü terk eder, gider. Dışarıda atama bekleyen yüzbinlerce insan var. Bunu neden yapmıyoruz? Köylerde sadece öğretmenler, sadece imamlar olmayacak, ziraat mühendisleri ve ziraat teknikerleri de bulunacak. Hayvancılık yapılırsa veteriner hekim olur. Hepsini görevlendireceğiz. Üreten bir anlayış ve her konutta huzur ve merhametin olması gerektiğine dair bir anlayış… Bunu yeniden inşa etmek için hep birlikte ve birlikte olacaktır. Bu anlamda desteğinizi isterim.
“SANA İHTİYACIM OLMAYACAK. HİÇBİR KADIN GÜNÜNE İHTİYACIM OLMAYACAK”
Benim kızkardeşlerim; Sana da bir sözüm var. Bir anne çocuğunu okula gönderirken beslenme çantasına koyacak bir şey bulamıyorsa, üniversiteye giden çocuğuna iş bulamıyorsa, gittiği evlerde su, elektrik ve doğalgaz kesiliyorsa binlerce evladımız yaşıyor, sessiz kalamayız. sana bir sözüm var Aile Ek Sigortası getireceğiz. Göreceksin. Devlet, geliri olmayan veya asgari fiyatın altında olan tüm evlere yardım sağlayacak. Senin ve leydilerinin bir banka hesabı olacak. Gideceksin, emekli olarak, memur olarak, memur olarak paranı çekeceksin; çocuklarınızın geçimini sağlayacaksınız. Seni günden güne muhtaç etmeyeceğim. Hiçbir kadını muhtaç etmeyeceğim. Merak etme, Kemal Bey gelince görürsün; Hiçbir çocuk aç yatmayacak. Hiçbir ailenin doğalgazı, elektriği, suyu kesilmeyecek. Barış getireceğim, merhamet getireceğim, birlikte yaşama sevinci getireceğim.
“TÜRKİYE BİR GÖÇ DEPOSU OLMAYACAK. BİZ AVRUPA’YI RAHAT OLSUN İÇİN BURADA TUTUYORUZ. BİZ OLABİLİR, ONLAR KEYFİNİ YAŞARLAR”
Kendi ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyoruz. Dışarıdan geldiler. 3 milyon 600 bin Suriyeli kardeşimiz geldi. Ama en geç iki yıl içinde hepsini ülkelerine göndereceğiz. Türkiye göçmen deposu olmayacak. Avrupalı rahatlasın diye burada tutuyoruz. Biz kaygıyı çekeriz, onlar hazzı yaşar. İmkansız. Kemal Bey buna izin vermez.
“TÜRKİYE’NİN İTİBARINI HER YERDE KORUYABİLİRSİNİZ. GİBİ SAĞLANACAK HESABINIZ YOKTUR”
Türkiye’de itibarınız olunca, Türkiye’deki insanlara güvendiğiniz zaman çok rahat konuşabiliyorsunuz. Türkiye’nin itibarını her yerde koruyabilirsiniz. Verilmeyecek bir hesabınız olmadığı sürece. Diyeceksiniz ki, bu verilmeyecek hesaptan kastınız nedir? Demek istediğim şu; Bildiğiniz gibi Trump, ‘Bakın beni kızdırmayın, mal varlığınızı halka ifşa edeceğim’ dedi. Tek bir cümle çıkmadı. Ancak aynı şey Kemal Bey için söylenseydi, Kemal Bey şunları söylerdi; ‘Araştırmazsan aşağılıksın’.
27 buçuk yıl devlette çalıştım. Devletin ne olduğunu biliyorum. Her zaman her yerde dürüst iş yapmaya özen gösteririm. Kimsenin hak ve kanunlarını ihmal etmemeye özen gösterdim. Herkesin yardım ettiği geleneksel bir aile yapısından geliyoruz.
“MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN OĞLU GELDİ, ZİYARET ETTİ. ‘BABAMIN HAKLARINI VE HUKUKUNU SAVUN’ DEDİ. ONUNLA DA KONUŞTUM. O OLAYI TÜM DETAYLARIYLA AÇIKLAYACAĞIM VE BU MİLLETİ BİLGİLENDİRECEĞİM”
Sinan Ateş’in katillerini unutmadım. kulaklarını tutacağım. Mahkemeye teslim edeceğiz. Merak etme. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu gelip ziyaret etti. ‘Babamın hakkını ve hukukunu müdafaa et’ dedi. Ben de ona söz verdim. O olayı tüm detaylarıyla ortaya koyacağım ve bu milleti bilgilendireceğim. Gizli bir şey olmayacak.
“BU ÜLKE HAKLARINI VE HUKUKUNU SONUNA KADAR KORUYORUZ. KİMSEYE GÖNDERİM YAPMIYORUZ. DÜNE KADAR PARA İÇİN ADAMIN KAPISINA GİDEMİYORUZ”
Bir şey söylüyorlar; masa altı yok, masa üstü yok, terör örgütü yok, işbirliği yok… Açık ve net söylüyorum. Terörizm bir insan hatasıdır. Nereden gelirse gelsin, her zaman birlikte çaba göstermeliyiz. Teröre destek verenlere, teröre destek verenlere, seyyar mahkemeler kuranlara Allah lanet etsin. Biz milliyetçiyiz. Bizim milliyetçiliğimiz onlarınki gibi değil. Onlarınki mevsimlik milliyetçilik. Biz temelde milliyetçiyiz. Biz bu ülkenin hakkını ve kanunlarını sonuna kadar koruyoruz. Biz kimseye boyun eğmeyiz. Daha düne kadar küfrettikleri adamın kapısına gidip para dilenmeyiz. Biz Kuvayi Milliyetçileriyiz.
“KAÇIRDIKLARI 418 MİLYAR DOLARI ALACAĞIM SANA VERECEĞİM. SAKIN HAK, HUKUK VE ADALETİ SAĞLAYACAĞIM”
‘Ramazan ve Kurban Bayramı’nda emeklilere taban fiyat kadar ikramiye verilsin’ dedik. Önce ‘Para yok’ dediler. Sonra bana bin lira verdiler. Şimdi seçim yaklaşıyor bin lirayı 2 bin liraya çıkardılar. Ne dedim? Asgari ücrete kadar. Emekliler, Kurban Bayramı’nda bankaya gittiklerinde çekilecek ve 15 bin lira harcayacak. Şimdi bunu söylediğime göre koro başlıyor; “Parayı nereden bulacaksın?” Takipçiler için para buluyorsunuz. Gangs of Five için para buluyorsunuz. Orada para var. Vatandaşlara gelince, ‘Parayı nereden bulacaksınız?’ alacağım, alacağım. Kaçırdıkları 418 milyar doları alıp size vereceğim. Merak etme; Hakkı, hukuku ve adaleti sağlayacağım. Bu benim görevim.
“SARALARDA BÖYLE DEĞİLİM. DÜRÜST EVİMDE OTURURUM. MUTFAĞIMI BİLİRSİNİZ. HUZUR İÇİNDE YAŞIYORUZ. HER EVİMDE HUZUR İSTİYORUM”
Ben saraylarda yaşayan biri değilim. Mütevazi konutumda yaşıyorum. Benim mutfağımı da biliyorsun. Barış içinde yaşıyoruz. Her evde huzur ve merhamet istiyorum. Bu benim en büyük dileğim. Allah, sizlerin oylarıyla cumhurbaşkanı seçildiğimde gideceğim yerin saray olmayacağını nasip etsin. Gazi Mustafa Kemal’in mütevazi Çankaya’sına gideceğim. Ben de aslında sizin gibi bir aileden geliyorum. Biz 7 kardeşiz. Annem okuma yazma bilmiyordu. 7 kardeşten üniversiteye giden tek kişi benim. Ben hayatımda babamın 7 kardeşe aynı anda ayakkabı aldığını görmedim. Çünkü geliri düşüktü. Bir ziyafette iki, bir ziyafette üç kişilik alırdı. Bazen ayakkabılarımızı değiştirirdik. Ben böyle bir aileden geliyorum. lüksüm yok Benim hiç ihtişamım yok. Millete tepeden bakmak gibi bir huyum yok. Herkesi seviyorum. Herkese saygı duyuyorum. Bana oy verseler de vermeseler de söz verdim 85 milyonun başkanı olacağım. Benim kitabımda ayrımcılık yoktur. Çünkü çok kutuplaştık. Ülkeyi kavgaya çevirdiler. Buradan gitmeliyiz. Barışa ihtiyacımız var, birlikteliğe ihtiyacımız var.
“ŞUNLARI YAPACAĞIZ: HAMAMA TEK GİTMEYECEKSİNİZ. KOMŞUNUZU, AKRABALARINIZI ALACAKSINIZ, TATİL HAVASINA GİDECEKSİNİZ”
Bunu yapacağız; Tek başınıza sandığa gitmeyeceksiniz. Komşunu alacaksın, akrabanı alacaksın, bayram havasında gideceksin. Oylarınızı vereceksiniz. Akşam geri sayım bittiğinde orada olacaksınız. Kayıtlara bakacaksınız. Gerçeklerin aktarılıp aktarılmadığını göreceksiniz ve demokratik olarak otoriter bir yönetimin yerini alacağız. İnşallah Allah bize bunu nasip eder. Hırsızların saltanatını sona erdireceğim. Merak etme. Köle haklarını yemem ama kul haklarını da yemem. Birlikte ve birlikte güzel bir Türkiye inşa edeceğiz.”